30 Haziran 2011 Perşembe

Uşakların Keyfi Yerinde

Süpermen Zokora Makara
Henrique yalnızlarda


Yeniler de kaynaşmış.
Takımın sempatiği Giray ve Guiza bakışlı Adrian


Gülmek pek yaraşır
Engin bi' rahat dur o'lum!


Tehlikeli pozlar bunlar Alan!
Öhöm öhöm.


Hocam hep bi' tedirgin, hep düşünceli
Ama bu renk de pek yakışırmış.

Not: Fotoğraflar www.trabzonspor.org.tr'den alınmıştır. Muhtemelen Alaattin abinin (Kazancı) objektifinden. Ellerine sağlık.

29 Haziran 2011 Çarşamba

The Godfather


Trabzonspor Hollanda'ya varmış. Onur "baba" da tişörtüyle yakıyor ortalığı.

Tabii genç kızlarımız da etrafını sarmış yakışıklı futbolcunun. Onur halinden memnun gibi.

Ha unutmadan: Bize her yer hakikaten Trabzon.

Koşuyo'm Ben Ya!



2006'dan bu yana Trabzonspor forması giyen Umut Bulut nihayet Avrupa hedefini gerçekleştirdi. Sahada yaptıkları - fazlasıyla da yapamadıkları - ile herkes gibi bana da saç baş yoldurdu. Ama bilirdim ki Umut elinden geleni yapıyor... Belki ondan beklentilerimizi doğru belirlememiz gerekliydi. Bilemiyorum. Fakat taraftarı en az Hüseyin Çimşir kadar ikiye böldüğü de bir gerçek. Şimdi bir kısım Toulouse'a dua ederken, diğer kısım ise "çok ararsınız Umut'u" modunda.

Biz tartışaduralım, kaval kralı Fransa'da ilk röportajını vermiş bile. "Nasıl bir oyuncusun?" sorusuna verdiği yanıt muazzam: "Koşan bir oyuncuyum. Daha çok koşmaya yönelik yani..."

Ah Umut ah...
Yolun açık olsun.

Not: Şahsi ve kalıcı tek kırgınlığım transfer meselesi yüzünden çok ihtiyacımız varken, Liverpool maçında sahada olmayışından kaynaklanır.

Zokora Makara


Daha Türkiye'ye adım atmadan Twitter'dan "Bize Her Yer Trabzon" deyişiyle tanıdık Zokora'yı. Arkasından havalimanındaki izdihamda yüzünden eksik olmayan koca gülümsemesi geldi... Ajanslardan çok daha hızlı davranarak haber ve görüntü servis etti, ettirdi. Sağlık kontrolünde de şovunu yaptı yine.

İlk idmana çıktı, bir baktık milletle sarmaş dolaş olmuş bile çoktan.

Şimdi de bu foto. Hollanda'ya giderken yapacağını yapmış gene Zokora Makara.

Bu adam futbolunu da böyle keyifli oynarsa, tribünün sevgilisi olur. Ama bi' Yattara değil tabii...

Bu arada kankası Jaja'yı Arap ellerine gönderen Alanzinho'nun da yeni bir yoldaş bulması sevindirici.

İyi eğlenceler gençler!

Şampiyonluk Suç... mu?

Futbol takımı henüz şampiyonluğu Fenerbahçe'ye teslim etmemişken söylemiştik "Kriz yönetimi Alex ise, başarı yönetimi Messi'nin ta kendisidir" diye. Trabzonspor yönetimi, futboldaki başarıyı doğru yönetemedi diyorduk özetle. Şimdi bu yorumu Trabzon"spor" kulübü bünyesindeki diğer dallar için de yapmak hata olmayacak.

Şampiyon olmak suç. Başarı günah.


Basketbol takımı ikinci ligden Beko Basketbol Ligi'ne şampiyon olarak yükseldi. İkinci ligte de olsa, Trabzonspor formasının şampiyonluğunu gördüğüm tek gündü o gün. Bugün kapatılması gündemde, büyük ihtimalle elveda diyeceğiz...

Atıcılık takımı şampiyon oldu: Ellerinden poligonları alındı. Trabzon limanında atış talimi yapan şampiyonlar adeta cezalandırıldı...


Son olarak da bayan futbol takımı. Profesyonel bayan futbol 1. liginin kurulmasından sonra çıkan ilk şampiyon Trabzonspor'du, tarihe geçti adı... Şampiyonlar Ligi'ne erkeklerden önce gitmişlerdi. Şimdi ise "maddi yönden sıkıntı verdiği için" kapatıldı. Oyuncular dört bir yana saçıldı...

Bu başarılar sponsor desteği kazanmıyor ve kapıya vurulan kilit ile taçlandırılıyor... Acı...

Trabzon"spor" kulübü, futbolda tadamadığı başarıları diğer dallarında yaşarken, kendi yarattığı şampiyonları, kendi elleriyle cezalandırıyor.

"Trabzonspor eskrim takımı kursa desteklerim" diyen babam ve onun gibi Trabzonsporlular, futbola akan kaynağın karşılığını görebilse keşke de, itirazları daha törpülenmiş (!) olsa... Öyle değil mi?

Not: Bayan futbol takımının senelik masrafı kaç lira dersiniz?

100.000 TL. 
Tabii ki kapatacaksın, batarız batarız yoksa!
Tebrik ediyoruz.

Dozer Cemil Ruhu...

Trabzonspor kaptanlarını belirledi. Beklendiği gibi birinci kaptan Tolga Zengin oldu.

"Buna göre yeni sezonda birinci kaptan Tolga Zengin, ikinci kaptan Serkan Balcı, üçüncü kaptan Giray Kaçar, dördüncü kaptan Gustavo Colman ve beşinci kaptan olarak da Burak Yılmaz görev yapacak."

Doğru hamle... Bu takımın altyapısında yetişmiş, "birinci" olmasa da kaptanlık sorumluluğuna alışkın, sabırlı, egosuz bir adam Tolga. Forma şansı bulduğu ilk dönemlerde pek fazla tatmin edici olamamıştı malum. Ama geçtiğimiz sezon Onur'un sakatlanmasından sonra herkes "Eyvah gitti şampiyonluk" derken, ben ve benim gibi -belki de biraz Pollyannacılık yapan- küçük bir grup Tolga'nın bu yükü rahatlıkla kaldırabileceğine inanmıştı. Tolga gerekeni, hatta daha fazlasını yaptı...

Şahsi Trabzonspor tarihime kaydedilmiş en acıklı deneyimlerden olan Eskişehirspor deplasmanında, canımızla boğuştuğumuz tribünde Tolga'nın burnundaki kırığın ciddiyetini fark edememiştik. Fakat orada doktorun ısrarına rağmen sahada kalmak için çabalaması "burnumuzun" direğini sızlatmıştı. Daha sonrasında televizyonda izleyince aslında ne kadar önemli bir sakatlık geçirdiğini görmüş ve yüzünün o kanı çekilmiş haline rağmen sahada kalma cesaretini nereden bulduğunu kendi kendime sormuştum...

Görünen o ki, nicedir Onur gibi gencecik bir kalecinin yedeği olarak sahaya çıkmayı sorun etmeyen, bir gün olsun yüzünde kıskançlık ifadesi görmediğimiz, huzursuzluk yarattığını duymadığımız, tam aksine Onur'un başarısını en çok destekleyen, milli takımda yediği talihsiz goller sonrası bir anda "tükaka" ilan edilen takım arkadaşına tüm samimiyetiyle, tüm içtenliğiyle ve hatta hiddetle sahip çıkan Tolga, içinde Dozer Cemil ruhunu taşıyormuş...

"Ben Trabzonspor'un kaptanıyım, başka bir kaptanın arkasından, başka bir takımın formasıyla sahaya çıkmam!'' diyen Dozer Cemil'den miras kalan o pazubandı, Tolga'ya pek yakışacak...

Olağandışı bir durum olmazsa önümüzdeki 5 yıl boyunca  Trabzonspor forması giyecek olan Colman'a sorumluluk verilmesi de doğru düşünülmüş.

Forma işgüzarlığından sonra iyi geldi bu haberler...

Başta Tolga olmak üzere, tüm çocuklara başarılar.

28 Haziran 2011 Salı

201.. - 201.. Sezonu Formaları

Trabzonspor 2011-2012 sezonu formalarının tanıtımını bugün İstanbul - Ortaköy'de, şık bir törenle yaptı.

Burcu Esmersoy'un sunuculuğunu yaptığı tanıtımda futbolcular "yeni" sezon formalarıyla sahneye çıktı.

Günlerdir "özel tasarım", "manidar" denilen formaların aslında başka kulüplerin daha önce giydiği formaların farklı renkteki versiyonları olduğunu gördük. Zaferi simgelediği söylenen "V" harfli forma, Manchester United'ın "V for Victory" forması... Geçmişteki başarıları simgelediği söylenen sarı-siyah forma, geçtiğimiz sezon Ofspor'un giydiği formanın kopyası... Tabii Ofspor'un geçmiş başarılarını küçümsüyor değilim (öyle miyim?). Bu forma tasarım olarak da geçtiğimiz sene giydiğimiz gri formanın aynısı. Sadece renk farklılığı söz konusu. Kaleci formaları da hakeza öyle. Renklerde yapılan oynama dışında bir numarasını göremedik.

Biçimsiz armalar, armadan büyük Nike amblemi de geçen yıldan bu yana değişmeyen unsurlar arasında.

Tek farkın çubuklu formada olduğunu söyleyebiliriz. "Karadeniz Fırtınası"nı temsil ettiği söylenen formanın çubuklarındaki dalgalar, uzaktan üretim hatası gibi görünse de, yakından bakıldığında o kadar da rahatsız edici değil.

Fakat tatminkar mı?
Hayır.

Beklentiyi arttıran kulübün kendisi olduğu için, taraftarın beğeni eşiğinin yüksek olmasını yadırgamamalılar.

Şık organizasyonun içeriği biraz boştu anlayacağınız...
Anlamlara forma yapmak yerine, yapılmış formalara eğreti anlamlar yüklenmiş özetle.

Bir de bu sarı forma açılımıyla 61,5 Of'u da kucaklamış oluyor muyuz bir kere daha?

Hayrolsun!

(Bu arada formalarla şehrin süslenmesi fikri oldukça yaratıcı olmuş. Düşünenin aklına sağlık...)

Tanıtım sonunda basın mensuplarının karşısına çıkan Şenol Güneş, ani bir hareketle ceketinin önünü ilikledi. Gösterdiği bu saygının çok daha fazlasını karşı taraftan hak ettiğini elinde olmadan gösterdi yine...


25 Haziran 2011 Cumartesi

Kazım'a...


"Kumral bir çocuğun yaz öyküsü gibi… Şarkılarla geçti aramızdan…"
Kazım, güçlülerin iktidarına karşı güçsüzleri desteklemişti. 
Zaten "genetik olarak iktidardan nefret ederdi." O yüzden Trabzonspor'u seçmişti...

Kim olduğunu müziğiyle anlatan, vedasını şarkılarıyla yapan, 6 yıl önce milyonları ağlatan Kazım... 

Yine olmadı... Yine kıvrılamadı bedenler horonda. Yine çınlayamadı "Eze eze kupa Karadeniz'e" sesleri İstanbullarda... 

Senin yokluğunda, 6. defa, yine hüzün vardı bu taraflarda... "Rüzgarla yarışırken, koşamaz olduk" yine...

Ama sen dert etme Kazım... 

Değecek toprağına o kupa...sesleneceksin cennetinden: "Hiç sönmedi bu sevdanın ateşi..."

Ve anıların düşecek peşimize bir kere daha, taptaze...

"Kazım" diyeceğiz, "Kazım gitme..." 

"Çok erken..." 

Ruhun şad olsun...