26 Ocak 2013 Cumartesi

Tezer Özlü diyor ki...

"Genel olarak ulaşılması gereken yerlerden nefret ederim. Bu sözcükte bir güçlülük anlamı gizlidir, bu yüzden benim sözcüğüm değildir"

“Bir yüksekliğin, bir başıma olduğum bir yüksekliğin en ucundayım. İnemiyorum. Yaşayamıyorum. Ölemiyorum.”

“Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin “medeni durum” dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiçbir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. İstediğiniz düzene erişmek o denli kolay ki… Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiçbir değeri yok ki… Bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan önüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanına ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.”

diyor Tezer Özlü…  ve bir kısmımızın bam teline dokunuyor.

Ruhu şad olsun.

17 Ocak 2013 Perşembe

"Yanınızdayız"

PFDK üyeleri hakkında suç duyurusu organizasyonuna ilk destek verenlerden biri Hacı Murat Atılgan'dı. Kendisi bu ateşi Sinop'tan yaktı. Bugün öğrendim ki aslında Galatasaraylı imiş Hacı Murat bey. Güzel de bir yazı göndermiş dava@bordomavi.net adresine. Bunu paylaşmazsam olmaz. "Yanınızdayız" başlıklı bu güzel mesajı sizler de okuyun isterim:

YANINIZDAYIZ

Trabzonlu değiliz belki? Trabzonspor’u tutmuyor da olabiliriz. Ama henüz insanlığımızı kaybetmedik.

Yıllardır bu ülkede futbolun aslında ne kadar kirli oyunlarla yaşamını sürdürdüğü anlatılır durur. Ortaya çıkmış üzeri kapanmış sessiz kalınmış bir çok olay var. Bütün bunları önlemek için ve değeri yüz milyon avrolarla ifade edilen bir sektörü daha temiz kılmak için 6222 sayılı sporda şiddet yasası çıkarıldı. Sandık ki bu yasa yürürlüğe girdiğinde artık kimse statlarda ve dışında kavga edemeyecek, sahalara giremeyecek, sporun her branşında insanlar huzur içinde müsabakaları seyredecekler. Biz spor severler olayın bu tarafıyla ilgilenirken ve tam da bu kanun yürürlüğe girdiğinde bazıları ‘’ Biz büyük camiayız, iki kere son maçta şampiyonluğu kaybettik bu sefer kaybetmeyelim’’ deyip, kapı kapı gezmeye birilerine para birilerine de vaatler vererek maçları oynanmadan kazanmaya başlamışlar.

3 Temmuz ve ardından yaşanan süreç artık bu ülkede herkes tarafından biliniyor. Gelinen nokta, yapılan haksızlıklar, ülke futbolunun geldiği durum o günden bu yana hepimizin takip ettiği bir durum.

Türkiye’de bazıları olup biteni o kadar uzaktan seyrediyor ki nereye geldiğimizin ve devamında ne olacağını hala göremiyor.

3 Temmuzun akabinde hukuk, kurallar, temayüller işletilebilseydi, adı geçen takımlara gerekli cezalar verilip suçlu kişiler spordan uzaklaştırılabilseydi biz bu gün bunlarla uğraşmak yerine futbolumuzun değerini artıracak değişik projelerle uğraşıyor olurduk.

Ülkede yaratılan bu öfke ve kin dalgasının asıl sorumluları zamanında gereğini yapamamış yöneticilerdir. Artık durum içinden çıkılması zor bir hale geldi. Bir tarafta haksızlıklarla elinden şampiyonluğu ve kupası alınmış bir kent ve o kentin takımına gönül vermiş milyonlar. Diğer tarafta hiçbir kanun ve kuralı saymayan kendilerini büyük sanan bir camia ve ona yalakalık etmekten utanmayan kişiler, medya mensupları ve yöneticiler.

Adalet o kadar güçlü bir mücadele nedenidir ki hiçbir kuvvet ona karşı koyamaz. Hele ki haksızlığa uğradığına inanan kişiler yaşadıkları coğrafya, bilinen ve tanınan kişiliklere sahiplerse yani Karadenizlilerse kendilerine yapılan haksızlıkların eninde sonunda cezasını verirler. Her platformda hakkını arayabilen bu insanlara karşı mevcut sistemin sürüngenleri tarafından bir takım engellemeler, sindirme çalışmaları tabiî ki yapılacaktır. Tıpkı - FB maçında basın türübünü ile ilgili yapılmış asılsız ve kışkırtıcı haberler gibi. Unuttukları bir şey var. Ne yapılırsa yapılsın bu kentin insanları ve takımlarına gönül verenler haklılar, haklarınıda sonuna kadar arayacaklardır.

Bizler ise Trabzonlu değiliz belki? Trabzonspor taraftarı da olmayabiliriz ama bizler spor severiz. Gözümüzün önünde yapılan haksızlığa, çalınan şampiyonluğa göz yumacak kadar haysiyet ve şerefimizi kaybetmedik henüz. Trabzonlular ve Trabzonspor’a gönül verenlerle birlikte bizlerde bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Adalet yerini buluncaya, suçlular gerekli cezaları alıncaya ve futbolun üzerindeki bu medya egomanyası ortadan kalkıncaya kadar tüm Trabzonluların ve Trabzonspor’a gönül verenlerin yanındayız.

Hacı Murat ATILGAN

Boyabat/Sinop

15 Ocak 2013 Salı

Avrupa ve Dünya'da Şike - II


Avrupa ve Dünya'daki şike çalışmalarına ve örneklere devam edelim. 
Daha önceki yazının linki BURADA



Danimarka Kültür Bakanlığı, sporda şike ve yolsuzluğa karşı yeni önlemler almak için çalışma başlatacaklarını açıkladı. Bakan Marianne Jelved, son yıllarda çevre ülkelerde şike konusunda çok ciddi örnekler yaşandığını ve bu sorunun kendi kapılarına da dayandığını belirterek, konuyla ilgili yasaların ve yönetmeliklerin yeterliliği üzerinde yeni bir çalışma yürüteceklerini açıkladı. 18 Ocak Cuma itibariyle parlamentoya çalışma taslağını sunacaklarını ifade eden Jelved, çalışmaların da Şubat itibariyle başlayacağını ve sene sonuna kadar tamamlanmasını beklediklerini sözlerine ekledi. Yasalarda değişiklik yahut yeni eklemeler gerekip gerekmediğinin belirleneceği söyleyen Jelved, sporda yasadışı eylemlerin engellenmesi konusundaki görevin kendilerine düştüğünü de not etti. 


RESMİ SİTEDEN TÜRKİYE ŞİKE PROFİLİ

Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz ay Danimarka Kültür Bakanlığı’nca kurulan Danimarka Spor Araştırmaları Enstitüsü’nün resmi sitesi olan playthegame.org‘da Türkiye’deki şike skandalı masaya yatırılmış ve önemli bir makale yayınlanmıştı. 

Marianne Jelved
Stine Alvad imzalı makalede, Türkiye’deki şike süreci kronolojik olarak anlatılırken, Türkiye Futbol Federasyonu’nun Fenerbahçe kulübünü cezadan kurtarmak amacıyla disiplin talimatlarında yaptığı değişikliklerin altı çizilmişti. Fenerbahçeli Başbakan’ın öncülüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şike yasasını apar topar değiştirdiğinin de vurgulandığı makalede, stopmatchfixing.com sitesinden yapılan alıntılarla, Trabzonsporlu taraftarların UEFA ve FIFA’yı adaleti sağlamaya davet ettiği söylenmişti. Makalede taraftarların UEFA’nın sıfır tolerans ilkesine uyması ve Fenerbahçe’nin küme düşürülmesi için yaptığı etkinlikler de not edilmişti. Bakanlığın kurduğu enstitünün resmi sitesinde yayınlanan bu makalenin önemi, resmi makamların dikkatinin çekilmiş olmasıydı.


Aynı ülkede 20 Aralık’ta Futbol Federasyonu yeni bir şike soruşturması başlatmıştı. Soruşturmanın odak noktasında 31 yaşındaki futbolcu Kristoffer Wichmann vardı. Wichmann, FC Vestsjælland takımının oyuncusu…


RUSYA CEZALARI ARTTIRMAKTA KARARLI

Aynı tarihlerde Rusya, 2011'de federasyona bağlı kurulan şike araştırma kurulunu, koca 1 yılda hiçbir başarılı eylemde bulunamadığı gerekçesiyle lağvetti. Daha önceki yazımda Putin’in yeni bir şike yasası hazırlığı yaptığını belirtmiştim. Bu yasa taslağı da hazır. Tam da söylediğimiz gibi şike yapan sporculara ve spor adamlarına 7 yıla kadar hapis cezası ve ağır para cezası öngören, kulüpleri de küme düşme cezasıyla karşı karşıya bırakan ağır bir yasa taslağı onay beklemekte. 


ALMANYA'DA İKİ HIRVAT

Almanya Karlsruhe federal mahkemesi, 2 Hırvat futbolcunun şikeden hüküm giydiği kararı yeniden incelenmek üzere bir alt mahkemeye göndermiş.


BULGARİSTAN'DA SORUŞTURMA BAŞLADI

Haziran 2012 – Ocak 2013 tarihleri arasında Bulgaristan’da, UEFA’nın uyarısıyla sekiz şike soruşturması yapıldı. Bulgaristan İç İşleri Bakanı Tsvetan Tsvetanov açıkladı. Eylül ve Aralık’ta şike ve bahis iddiaları üzerine iki soruşturma başlatıldı. Chernomorets Burgas ve Neftochim Burgas takımlarından 11 futbolcunun yasa dışı bahise karıştığı belirlendi. 


Fyodor Scherbachenko
BAŞKAN'DAN ŞİKE İDDİASI

Rus kulübü  Mordovia Saransk’ın yönetim kurulu başkanı Sergey Siushov, eski teknik direktörleri Fedor Scherbachenko’nun 2010 yılında şikeye karıştığını iddia etti. Mordovia’nın Volga Nizhny Novgorod’la oynadığı ve 3-0 kaybettiği maçın şikeyle bağlandığını iddia eden Siushov, yedikleri gollerden birinde kalecinin, diğerinde ise ortasaha oyuncularının garip iki hata yaptığını söyledi. Siushov ayrıca, hocanın Khimki’ye de şikeyle maç sattığını öğrendiğini ve şok olduğunu söyledi. Açıklamaların tarihi 26 Aralık. Bundan bir hafta önce Scherbachenko’nun takımdaki görevine son verilmişti. Türk teknik adam Yüksel Yeşilova da takıma yardımcı hoca olarak atanmıştı. Konuyla ilgili o günden bu yana internette hocanın herhangi bir açıklaması, yalanlaması yok. 


GÜNEY AFRİKA'DA PARODİ

FIFA, Güney Afrika F. Fed. başkanı ve CEO’su ile 3 yöneticisini, milli takımın hazırlık maçlarında şike yaptıkları gerekçesiyle futboldan men etti. Cezanın sebebi 2010 Dünya Kupası öncesindeki hazırlık maçları…
Ayrıca bu karardan bir hafta önce de teknik direktör Phil Setshedi futboldan men edilmişti. Ne tesadüftür ki şike yaptığı gerekçesiyle futboldan men edilen hocanın da 17'de 17 serisi bulunuyor... Afrikalı federasyon başkanı da kendi cezasından bir hafta önce TD'nin cezası için "Güzel oyunumuzu kirletmeye çalışanlara çok güzel bir mesaj bu. FIFA ve SAFA'nın sıfır tolerans ilkesine göre hareket ediyoruz" demiş :)  

VE NAPOLİ'YE CEZA KESİLDİ

Aslında bunu herkes biliyor ama arşive kaydedilmesi adına burada da not düşelim:

Napoli, 2010 yılında şike yaptığı gerekçesiyle 2 puan silme cezası aldı. 2 futbolcu 6 ay, biri 3 yıl men edildi.