5 Eylül 2012 Çarşamba

Efsane Tercümanı Bulduk

Bugün sevgili arkadaşım Yiğit'in (@YigitGayretli) aracılığıyla, yine geçmişten, 18 sene kadar öncesinden efsanevi bir ana tanıklık etmiş, hatta ve hatta o anı yaratmış olan bir ismin haberini yazma şansına eriştim.

Medyaspor'da yazdığım haberi direkt paylaşıyorum, arşivde kalsın... 

EFSANE TERCÜMAN KONUŞTU

Trabzonspor’un efsanevi ikiz futbolcuları Arçil ve Şota’nın başrolünde olduğu bir video, senelerdir bordo mavili taraftarların ve diğer futbolseverlerin dilinde...

18 SENE ÖNCE...

Yıl 1994… Aylardan Kasım… Trabzonspor UEFA Kupası maçında 1-0’lık galibiyetin rövanşında kendi evinde Aston Villa ile karşılaşacaktır. Trabzonlu taraftarların gözbebeği Şota ve ikizi Arçil ise o gün tribündedir. İşte o maçın devre arasında Arçil ve Şota ile yapılan bir röportaj, sonraki yıllarda unutulmazlar arasına girecektir…

TÜRKÇE'DEN TÜRKÇEYE TERCÜME

Trabzon yerel kanalı Kuzey TV’den bir muhabir, Arveladze kardeşlerle röportaj yapmaktadır; röportajın başkahramanı ise bizlere “tercüman” olarak yansıtılan bir Karadenizli’dir… Muhabir sorularını Türkçe sormakta, “tercüman” yine Türkçe olarak Şota ve Arçil’e aktarmakta, Arveladze kardeşler de çat pat Türkçeleriyle sorulara yanıt verdikten sonra bizim tercüman olarak bildiğimiz aracı, yine bu sözleri Türkçe olarak muhabire iletmektedir.

Türkçe’den Türkçe’ye yapılan bu “tercüme” izleyenleri hem güldürüyor hem de merakta bırakıyordur: Bu tercüme neyin nesidir?

İşte bu sorunun yanıtını tesadüfi bir şekilde öğrenme imkanı buldum ben de… İstanbul Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümünde okuduğum yıllarda ders konusu dahi olan bu tercümenin perde arkasını, arkadaşım Yiğit Gayretli’nin amcası olduğunu öğrendiğim o “tercümanın” kendi ağzından dinleme şansım oldu. Efsane tercümanın adı Alaattin Gayretli’ydi…



"GÜRCÜCE BİLMİYORUM"

O gün yaşananları anlatan Gayretli, öncelikle sosyal medya eşrafınca olayın “tercüman kepazeliği” olarak değerlendirilmesine itiraz ediyor. “Tercüman kepazeliği laflarını kabul etmiyorum” diyen Alaattin Gayretli, olayın perde arkasını aynen şöyle anlatıyor:

“Olayın öncesi şöyle; ben bu çocukları (Şota ve Arçil) Trabzon’a getirdiğim zamanlarda, ilk geldikleri günden itibaren beraberdik, önce otelde kaldılar, sonra eve geçtiklerinde her sıkıntılarında yanlarında oldum ben. Sürekli yardımcı oluyordum. Sonra çok kısa sürede Türkçe öğrenmeye başladılar fakat bana şunu söylerlerdi ‘Biz Türklerle konuştuğumuz zaman onların dediğini anlıyoruz ama bizim dediğimiz onlar anlıyor mu diye rahat değiliz, ama seninle daha iyi anlaşıyoruz, gözünle de baksan biz bunu hissederek anlayabiliyoruz’.



Durum böyleydi. Neyse olay gününü anlatalım. Bu çocuklar altı aylığına ülkelerine gittikten sonra Aston Villa maçında geri gelmişlerdi, o gün onlara statta bir tur attırdım, seyirciyle bütünleştiler. Daha sonra şeref tribününde oturduk, herkes tabii büyük ilgi gösteriyor, bütün taraftar sevgi gösterisinde bulunuyor falan. Onlar da çok mutlular zaten 21 yaşında çocuklardı o zaman daha. Devre arasında bir gazeteci arkadaş yaklaştı, televizyon muhabiri... Bana dedi ki ‘Alaattin abi çocuklarla bir röportaj yapabilir miyiz, Şota’yla Arçil’le?’ Ben de kendilerine sorayım dedim; döndüm sordum çocuklara, Şota da ‘Biz televizyoncularla şimdi anlaşamayız, sen bize yardımcı olursan yapalım.’ dedi.

Benim zaten Gürcücem yok. Gürcüce hiç bilmiyorum. Ama Türkçe’de çat pat, kalple de olsa çocuklarla anlaşıyorduk. Onların her söylediğini Türkler anlıyordu zaten ama çocuklarda acaba anlaşılıyor muyuz endişesi olduğu için beni devreye sokuyorlardı. Televizyon muhabiri de orada dikkat ederseniz mikrofonu hem bana tutuyor hem Şota’ya tutuyordu. Ben tercüman değildim, sadece cümleleri düzeltip yardımcı oluyordum ama muhabir tercümanmışım gibi davranıyordu, esas işin ince noktası da burası. Olay budur.”

ARÇİL DİYOR Kİ...

Meselenin aslında bir tercüme değil, sadece Arveladze kardeşlerin isteği doğrultusunda Türkçe’yi daha anlaşılır biçimde aktarma olduğunu söyleyen Alaattin Gayretli, akademik bir dil kullanmak gerekirse, aslında bir nevi "diliçi çeviri" yapmış. Yine de tüm samimiyetiyle durumu açıklayan Gayretli, söylenenlere son noktayı da kendisi koyuyor:

Ama kimse merak etmesin. Arçil aradı beni ve dedi ki ‘18 yıl sonra bunun ikincisini yılbaşında yapalım yine, o çok iyi olmuştu!’


İlgili maçta Trabzonsporluların açtığı pankart


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder